top of page

Tallinn-Estonya, 2016

  • Elatukaa
  • Sep 23, 2016
  • 2 min read

2. Gün: 11 Eylül Pazar Tallinn

Estonya:
  • Finlandiya’ya çok yakın olduklarından mütevellit Finlerle aynı kökenden geliyorlarmış.

  • Estonca da Fin ve Sami dillerine çok benziyormuş.

  • Nüfusunun %90’ı etnik Estonyalı iken Tallinn’de bu oran %60’a düşüyormuş. Nüfusun geri kalanı çoğunlukla Sovyet zamanında gelen Rus ve Slavlar’mış.

Tallinn:
  • Estonya'nın başkenti

  • Adının nereden geldiği kesin olarak bilinmemektedir. “Taani-linn” Danimarkalılar’ın Şehri veya Kalesi, “Tali-linna” Kış Şehri, “Talu-linna” ise Ev/Çiftlik Şehri demekmiş.

  • Tallinn’e Avrupa’nın Silikon Vadisi deniliyormuş. Çünkü burada start-up firmaları çok fazlaymış ve Skype da burada geliştirilmiş.

Ilgilenenlere Estonya bagimsizlik(!) gecmisi:
  • Estonya’da sırasıyla Teutonlar, Danimarkalılar, İsveçliler ve Ruslar hakimiyet sürmüş ve Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra bağımsız olmuşlar. İkinci Dünya Savaşı’nda Sovyetler Birliği (1940) daha sonra Nazi Almanyası (1941) ve en son tekrar Sovyetler tarafından (1944) işgal edilmiş ve Estonya Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti olarak yapılandırılmış. 1991 yılında bağımsızlık tekrar kazanılmış.

Otogardan otele ulasım:

07:00’da Lux Express otobüs firması ile Riga'dan Tallinn’e 11:25’te varmak üzere yola çıktık. Tallinn otogarı merkeze biraz uzak olduğu için Lux Express’ten bileti alırken işlemin en son kısmında 5.50 Euro’ya taksi ayarlamıştım. Otobüsten indiğimizde bizi taksi bekliyordu. Önceden ödeme yaptığımız için taksimetre açılmadı, iyi ki açılmadı çünkü gittiğimiz gün Tallinn Maratonu varmış ve eski şehre giden yollar kapatılmıştı. Taksiyle eski şehrin etrafında döndük durduk. Normal şartlarda taksi yolculuğu 15 dakika sürüyor.


Görülen yerler:

Tallinn, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yerini almış gerçekten çok iyi korunmuş bir Eski Şehir’e (Old Town) sahip. Bu surlar arasına kurulmuş ortaçağ şehri aşağı ve yukarı (All Linn ve Toompea) olmak üzere iki kısımdan oluşuyor. Biz eski şehri gezmeye yukarı mahalle (Toompea)'den başladık ve aşağıdaki fotoğraflardaki gibi güzel bir manzarayla karşılaştık. Bu bize gezeceğimiz yerleri ilk önce yukarıdan görme fırsatı sunarken bebek arabasını taşlı yollarda yokuş yukarı sürmekten yorulmamıza sebep oldu. Tercih sizin :)




Yukarıya kadar çıkarken gördüğümüz ilk yer şehrin giriş kapılarıdan biri olan ve otelimizin 260 m ilerisindeki Viru Gate 'ti. ve Viru Caddesi’nden yukarı doğru ilerliyoruz.


Tarihi sokaklarda ilerlerken göreceğimiz yerler sırasıyla Niguliste Kirik (St. Nicholas Kilises), Galata Kulesi’ne benzer Kiek in de Kök (Kule), Alexander Nevsky Katedrali ve karşısındaki pembe Parlamento Binası, Tall Herrmann (Uzun Hermann Kulesi), Tallinn’in en eski sokağı Pikk Jalg (Uzun Sokak), St Mary's Cathedral, Raekoja plats (Town Hall Square), çok güzel bir sokak arası olan Meistrite Hoov MTÜ (Master’s Courtyard), Katariina käik (Katarina’nın Yolu), Tallinn’in en eski eczanesi Raeapteek, Holy Spirit Church, St Olaf’s Church (kulesinin manzarası güzelmiş çıkmak isteyen olursa 232 basamak var :), Tallinn Town Wall ve Fat Margaret (Şişman Margaret Kulesi).


En son otelimize dönmeden önce KGB Müzesi’ni de dışarıdan görecektik ama yorgun olduğumuz için bunu iptal ettim.


Zaman kısıtımız olduğu için Kadriorg Palace’ı gezmedik.





Olmazsa olmazlar:
  • Çeşitli yerlerde tezgahı bulunan yöresel kıyafetli kişilerin sattığı bademler. Ben en çok karamelli ve portakallısını sevdim. Karışık badem 2.50 Euro'ya satılıyordu.


  • Estonya'nın portakallı geleneksel içkisi olan Vana Tallinn Likörü. Biz Helsinki'den Tallinn'e dönerken gemideki free shop'tan aldık. Gerçekten çok sert bir içki, bol buzla içiyoruz.


Yarın erkenden Helsinki'ye yola çıkacağımız için otelden erken kahvaltı talep ederek sandviç hazırlattık. Tallinn’deki liman otelimize 15 dakika yürüme mesafesinde ama taksiler ucuz tuttuğu için taksiye binmeye karar verdik.


Helsinki gezi yazısı aşağıdaki butonda!


Comments


bottom of page